15 Şubat 2012 Çarşamba

Yeni Çıkanlar




Yeşilin her tonu onda
Anneannesini çok seven Fatoş, ona yeni evinde arkadaşlık etsin diye yeşilin bütün tonlarını tüylerinde taşıyan güzel bir hediye alır. Evcil hayvanların satıldığı dükkana annesiyle birlikte gitmişlerdi. Yolda çok heyecanlıydı ama içeriye girer girmez hüzünlendi Fatoş. Oradaki hayvanlar hiç de mutlu görünmüyordu. Her biri, onları bu tutsaklıktan kurtaracak hayvan severleri bekliyordu. Ama bir muhabbet kuşunu görür görmez sevmiş, hemen ona ‘Yeşilcik’ adını yakıştırıvermişti. Yeşilin bütün tonları tüylerinde olduğundan, adını da kendi belirlemişti. Can Çocuk’tan çıkan Yeşilcik, Cemil Kavukçu’nun çocuklar için kaleme aldığı altıncı kitap. Kitabı resimlerinde ise Mustafa Delioğlu imzası var.







Anne diyebilir miyim?
“Tam karşısına geçti ve ilk kez terliğe baktı; farenin kocaman kulaklarını, uzun bıyığını ve parlayan cam gözlerini gördü. İlk gördüğü o olduğu için bu terlik onun annesi oldu. Ona sarıldı, burnunun üstüne kocaman bir öpücük kondurdu ve ‘Seni seviyorum anne,’ dedi. Tesadüfen yoldan geçen bir kunduz “tüylü”ye yardımcı olur; böylece terlik mi, yoksa başka bir şey mi olduğunu araştırmaya başlar…” Paola Mastrocola, Can Çocuk’tan çıkan Size Anne Diyebilir miyim? adlı romanında yılbaşı gecesi hızla giden bir kamyonun kasasından fırlayarak gözlerini bir terliğin içinde açan minik bir ‘tüylünün’, kimin yavrusu olduğunu bulma serüvenini anlatıyor.







Arkadaşlık da aile de bu kitapta
Necati Tosuner, Keleş Osman ve Arda’nın Derdi Ne? adlı sevilen çocuk kitaplarından sonra
yeni kitabı Dur Bakalım Petek’te bu kez apartman yaşamından, komşuluktan yola çıkarak hak ve özgürlüklere değiniyor. Gücünü yalın ve şiirsel dilinden alan ve Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan romanda, sevgiyle birbirine bağlı bir aile, arkadaşlık ve ilk aşk kıvılcımları okuru sarmalıyor. İlkgençlikte büyüklerin dünyasında var olmaya çabalamanın güçlüklerini hatırlatan kitap, anneyle kızı arasındaki sıcak diyaloglarla, yaşama karşı sağlam ama yumuşak duruşu ve düşündürdükleriyle gündelik yaşamı derinlemesine tartışmayı sağlayacak nitelikte.








Ay’ı kim çaldıysa getirsin
“Berk çok üzüldü. ‘İyi de...  Ay nerede öyleyse?’ dedi. ‘Bu akşam hiçbir yerde görünmüyor.’
‘Gökyüzüne bak! Hiç yıldız görebiliyor musun?’ diye sordu Baykuş. ‘Şey, hayır,’ dedi Berk.
‘Çünkü bu gece hava bulutlu,’ diye açıkladı Baykuş. ‘Hava bulutlu olduğu zaman, Ay ve yıldızlar saklanır, ama bulutlar gider gitmez, hepsi yine ortaya çıkar. Merak etme.” Berk, geceleri gökyüzünü pırıl pırıl aydınlatan Ay’a hayrandır. Ay’a bakarak uykuya dalarken güzel hayaller kurar. En büyük hayali de astronot olmaktır. Ama bir gece, bir de bakar ki, gökyüzü bomboş, Ay’ın yerinde yeller esiyor. Büyük bir üzüntüye kapılan Berk, Ay’ı birilerinin çaldığını düşünüp aramaya koyulur. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Ay’ı Kim Çaldı?, Helen Stratton-Would’un ilk kitabı. 1972 doğumlu Stratton-Would, Fransızca ve Rusça Uygulamalı Dilbilim bölümünden mezun oldu. Evli ve Bertie adında bir oğlu var. Oğlu aynı zamanda kitabın da başkarakteri. 




Bidi’nin maceraları
Küçük fare Bidi, çiftlikteki bütün hayvanları eğitmişti: Kazları, kedileri, atları, köpekleri, hatta örümcekleri ve deredeki balıkları bile… Ama en büyük hayali kaplan terbiyecisi olmaktı. Tabii bu mümkün değildi. Derken bir gün kasabaya bir sirk geldi ve… Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Küçük Fare Bidi’nin bu çok renkli hikayesini Feridun Oral yazdı ve resimledi. Kitaptan bir bölüm okumaya ne dersiniz? “Bidi hemen yatağından fırladı, hızla giyinip kuşandı. Sirkin kurulduğu çayıra koştu. Ortalıkta kimsecikler yoktu. Doğru tahmin etmişti. Kaplanın ayak izleri henüz silinmemişti. Belli ki ormanda saklanmıştı. Sessizce ormanda ilerlemeye başladı, kırbacını şaklatıp kaplana seslendi. Kaplan birden kükredi, koşarak yanına geldi. Ne de olsa eğitimliydi.”


Üzüm satan kediler
balık satan köpekler
Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Rosros ile Zenzen – Üzüm satan kedileri ve balık tutan köpekleri’nde, çocukların ve büyüklerin dünyasında ortak bir duygu, yalnızlık üzerine bir masal anlatıyor. Rosros Efendi kendi yalnızlığına gömülmüş, evinden bile çıkmayan, kedileri Pıtpıt ile Çıtçıt’tan başka yoldaşları olmayan, insanlarla görüşmedeği için sadece kedidilinde konuşabilen biri olup çıkmış. Zenzen Hanım da ona benzer bir hayat sürmekte. Onun da köpekleri Bitbit ile Gitgit’ten başka kimsesi yok ve o da insanlarla sadece köpek dilinde konuşabilen biri olmuş. Üstelik kediler ve köpekler, onların bütün bakımını, evin geçimini de üstlenmiş, haliyle onlar da dışarıda insan dilinde konuşur olmuştur. Derken bir gün, kaderlerine başkaldıran ve kitabın gizli kahramanları olan Pıtpıt ile Çıtçıt ve Bitbit ile Gitgit sayesinde Rosros ile Zenzen’in hayatları kesişir…  Rosros ile Zenzen’in hikayesi mutlu sonla bitiyor bitmesine; ama onlar, masalların ortak kaderini sürdürerek, alışılageldiği üzere hem aşka, hem zenginliğe, her şeyiyle pırıltılı ve görkemli bir hayata yelken açmıyorlar.



Uğurböceğinin bitmeyen merakı
Bir gün Meraklı Uğur adında bir uğur böceği minicik boyuna, narin kanatlarına bakmadan büyük işlere kalkıştı. Sırtına çantasını, boynuna fotoğraf makinesini taktı, dünyanın dört bir yanını dolaşmaya çıktı. Önce fille karşılaştı. “Arkadaşım olmadan su bile içmem!” diyen fil ağabeyinden paylaşmayı öğrendi. Fil, Meraklı Uğur’a kilometrelerce uzaktaki suyun sesini nasıl duyabildiğini anlattı.Meraklı Uğur ormandan ayrılıp kutuplara doğru uçtu. Orada bir penguen ailesiyle tanıştı. Kutuplardan sonra biraz da okyanuslara bakmaya karar veren Meraklı Uğur, bu sefer de yunusların misafiri oldu. Okyanustan sonra ise yolu balta girmemiş ormanlara düştü. Günde tam 19 saat uyuyan aslanla orada karşılaştı. Aslan ailesiyle ilgili her şeyi öğrendikten sonra bu sefer zürafaların yanına uçtu Meraklı Uğur. Ardından ise minik sevimli bir arkadaş edindi. “Yazın biriktirmezsem kışın aç kalırım!” diyen sincaptan “tutumlu olmayı” öğrendi. Meraklı Uğur tanıştığı her yeni arkadaşının hem hikayelerini yazdı, hem de fotoğraflarını çekti. Her hikaye Zeynep Sevde Paksu’nun kaleminden çıktı, Derya Işık Özbay’ın fırçasıyla boyandı, anlattığı hayvanın şeklini alıp birbirinden güzel kitaplara dönüştü. Çocuklar hem eğlensin hem okusun diye rengarenk Meraklı Uğur serisi Nesil Çocuk Yayınları’ndan çıktı.

 

O artık çıtı pıtı değil
Bir kedi düşünün, henüz bir kedi olduğunun bile farkında değil. Bütün dünyayı yaşadığı o küçük evden ibaret sanan ve hayatını mama kabıyla minderi arasında, sorgulamadan yaşayan minik bir ev kedisi hayal edin. Ta ki kargaların başkanı Nit’le tanışana kadar… Kahramanımız için yaşam eskisi kadar basit olmayacaktır artık. Çıtı, Nit ile öğrenmeye, öğrendikçe merak etmeye, merak ettikçe daha fazla öğrenmeye ve hayatını sorgulamaya başlar. Dış dünyaya olan merakı ve keşfetmeye duyduğu istek artınca bir plan yapar ve kimseye fark ettirmeden evden kaçar. Bakalım başına neler gelecek? Renan Özdemir’in yazdığı Çıtı Pıtı Bir Kedi Olmak İstemiyorum Kelime Yayınları’ndan çıktı.










0 yorum:

Yorum Gönder