BANA ÇOCUKLAR İLHAM VERDİ
Röportaj: Aslı Gür
Yazar Fadime Uslu son zamanlarda
Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan kitabı Çat
Kapı Dayım ile minik kalplere uzanıyor. Sanat Tarihi Bölümü’nden mezun
olduktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde sınıf öğretmenliği
eğitimi alan ve öğretmenlik dışında editörlük, yayın yönetmenliğini görevini de
üstlenen Uslu’nun Büyük Kızlar Ağlamaz, Sokağın
Kuyruğu adlı kitapları da var. GölgedeYaşamak
adlı öykü dosyası ise 2011 Yunus Nadi Öykü Ödülü’ne değer görüldü. Son kitabı Çat Kapı Dayım’da bir çocuğun yazma
tutkusunu öyküleştiren Fadime Uslu ile konuştum…
Sınıf öğretmenliği
eğitimi aldınız. Yazarlığa başlamanız nasıl oldu?
Sınıf öğretmenliğini seçmemdeki en büyük
neden çocuklara duyduğum hayranlık, içimdeki çocuğun sözlerine duyduğum saygı
oldu. Başka alanlarda da çalıştım ama hepsi, beni çocuklara eşlik etmenin
yoluna çıkardı. Öğretmenlik sevgiyle yaptığım işim, mesleğim. Yazarlığımsa
hayatım… Blaise Cendrars’ın sözleri geliyor aklıma: “Yazarlığım bir meslek
değildir; yaşamak bir meslek değildir,” diyor ozan. Kendimi bildim bileli iyi bir okur olmaya
çalıştım. Yazıyla ilişkim de aşağı yukarı Çat
Kapı Dayım’ın karakteri Şeyma’nın yaşlarında sözcüklerin büyüsüne
kapılmamla başladı.
Çocuklarla
ilişkiniz nasıldır peki?
Yetişkinlerle olduğu gibi; açık, samimi
ve içten. Edebiyata çocuk kitaplarıyla adım atmadım. Eleştiri yazıları, öyküler yazdım önce. Çocuk
edebiyatıyla sadece okur olarak ilgiliydim. Açıkça söylemeliyim, çocuklar için
yazmaya başta cesaret edememiştim. Ama bana ilham veren yine çocuklardı.
Edebiyatta çocuk
kitapları alanında yazmak bir yazar için nasıl bir duygu?
Ötekiler gibi heyecan verici. Çat Kapı Dayım’ın yazılma sürecinde
Şeyma gibi içim kıpır kıpırdı.
Çocuk edebiyatı
alanının özel bir incelik ve özen gösterilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?
Her metin incelik ve özeni hak eder, hem
yazarından hem de okurundan. Çocuklar için verimlenen eserler daha fazla
dikkat, özen gerektiriyor. Çat Kapı Dayım
çok keyifli, titiz bir çalışmanın sonunda yayımlandı. Bu eserin üzerine kocaman
harflerle adımın yazdığına bakmayın, editörüm Müren Beykan’ın keskin gözü Çat Kapı Dayım’a olağanüstü güzellikler
kattı. Çocuk kitaplarında edebiyatın mayası yazarla birlikte editörün estetik
bakışıyla, uzmanlığıyla yoğruluyor.
31. İstanbul Kitap Fuarı’nın teması çocuk
ve gençlik edebiyatı… Sizin bir etkinliğiniz olacak mı?
22
Kasım Perşembe günü Çat Kapı Dayım’la
ilgili bir söyleşim ve Günışığı Kitaplığı standında imzam olacak.
Fuarda çocuk ve gençlik edebiyatı
temasının işlenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her
şeyden önemlisi bu tema edebiyat cephesinin dikkatini çocuk ve gençlik
edebiyatına çekiyor. Daha ne olsun...
Özellikle çocuklar için kitap fuarları
sizce neden önemli?
Çocukluğumun
şehri Adana’da istasyonun hemen önünde kitap sergileri açılırdı. Kitapçılara,
kütüphaneye her zaman giderdim ama o sergilerde kitaba dokunmanın bile havası
başkaydı. Tahta masalarda, raflarda
büyükler için yazılmış kitapların sayısı daha çoktu, onları okuyabilmek için
sabırsızlanırdım. O zamanlar kitaplarını çok sevdiğim yazarlarla tanışabilmeyi
düşünemezdim. Öylesine uzak gelirdi. Şimdi çocuklar kocaman bir panayırda,
şenlik alanında yüzlerce, binlerce kitapla iç içe olacak. Yazarlarla tanışıp
söyleşi yapacak. Bu buluşmalardaki paylaşımlar yazarları da çocukları da
etkiliyor elbette.
Çocuklar kitabımı okurken mutlu olsun
Son kitabınız Çat Kapı Dayım… Kitabınızda bir çocuğun yazma tutkusunu
öyküleştiriyorsunuz. Şeyma dayısından ilham alıyor. Her çocuğun hayatında böyle
bir rol model olduğunu düşünüyor musunuz?
Sadece
çocukların mı, yetişkinlerin de davranışlarını bilerek ya da bilmeyerek
etkileyen modeller var çevrelerinde. Bu kitapta tek bir misyonum varsa o da çocukların
okurken mutlu olması, yazının hazzını, lezzetini tadabilmeleri…
Türkiye’de çocuk edebiyatının gelişmesi,
çocukların daha çok okuması için sizce neler yapılmalı?
Ülkemizde
çocukların, çocuk edebiyatının türlü türlü sorunları olduğunu görüyorum.
Çocukların üzerinde pek konuşulmayan çok ama çok büyük sorunlarla
boğuştuklarını görüyorum. Onların sorunlarının altından kalkmak için verdikleri
mücadele karşında etkili, kalıcı çözümler üretemediğimizi biliyorum. Yetişkinler
çevrelerine dikkatle baktığında görecek. Kimileri için bir lüks, kimileri için
sadece bir hikaye, kimileri için popüler karakterlerin çıkartma sayfaları,
kimileri için bir eğitim aracı kitap. Bunun sorumlusu da yetişkinler. Çocuk
kitaplarını yazın sanatının bir uzantısı hatta kaynağı olarak bilen,
hissedenlerin alanı genişledikçe çocuk edebiyatının da hareket alanı
genişleyecektir kanımca. Çocuk ve okuma kültüründe değişime ihtiyaç duyuyoruz.
Anne ve babaların çocuklarıyla kitap okumaları; kitabı paylaşımlarının,
ilişkilerinin bir parçası yapmaları çocukları doğallıkla okumaya yöneltecektir.
Kitaplarla zengin bir evde, kütüphanelerin kullanıldığı ortamlarda okuma oranı
kendiliğinden artacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder