26 Aralık 2013 Perşembe

Haber

 70 yaşında bir Küçük Prens







İlk kez 1943 yılında basılan ve hep ‘küçük’ kalmayı başaran Küçük Prens 70’inci yılını özel bir baskıyla kutluyor. Tüm dünyada kutsal kitaplar dışında en fazla dile çevrilen eserlerin başında gelen Küçük Prens zamanla bir fenomen haline de geldi. Tiyatro oyunundan çizgi filmine pek çok sanat eserine uyarlanan Küçük Prens’e çocuklar kadar büyükler de hayran.


Sahra Çölü’ne düşen bir pilot ve B-612 adlı asteroitten gelen bir prens… Bu ikili karşılaşır ve aralarında diyaloglar gelişir. Sonunda da tüm dünyada en çok satılan kitaplar arasında yer alan Küçük Prens ortaya çıkar. Kitabın yazarı Antoine de Saint- Exupéry adlı bir Fransız. Yazarlığının yanı sıra pilot da olan Exupéry 1935’te yaptığı hız rekoru denemesinde Sahra Çölü’ne düşmüş, dört gün sonra bir Bedevi tarafından kurtarılmış. Exupéry, kazadan kurtulmuş kurtulmasına ama bu, onda büyük bir iz bırakmış. Kazanın etkisiyle kaleme alınan ve 1943 yılında basılan kitap bu yıl 70’inci yaşını kutluyor.
Şimdiye kadar neredeyse tüm dillere çevrilen ve dünya edebiyat klasikleri arasında yer alan bu eser bir kitaptan daha fazlası oldu ve fenomene dönüştü. Kartpostalları, filmi, tiyatrosu yapıldı, aksesuarları hazırlandı, sergisi hatta müzesi açıldı. Bugünlerde 70’inci yıla özel basılan Küçük Prens kitabı fanatiklerini çok mutlu edecek. Çünkü içinde hiç yayımlanmamış bölümler, yazarın kendi orijinal çizimleri ve makaleler yer alıyor.

GÖLGESİNE YASLANDIĞIM BİR AĞAÇ GİBİ
Şimdiye kadar pek çok yayınevi tarafından farklı baskıları hazırlandı Küçük Prens'in 70’inci yıl özel baskısı Mavibulut Yayınları tarafından yayınlandı. Küçük Prens'in Güzel Hikayesi adıyla basılan kitabın metin çevirmenliğini müzisyen ve çevirmen Sumru Ağıryürüyen yapmış. Aslında o da bir Küçük Prens hayranı. 20'li yaşlarındayken Küçük Prens ile tanışan Ağıryürüyen, farklı zamanlarda kitabı tekrar tekrar okumuş: “2000'lerin başında müzisyen Tolga Yenilmez ile sesli-müzikli kitap halinde yorumlamıştık. Yayınlanmadı ama o da derin bir okuma haliydi. Şimdi de Konjo adlı grubumuzla metin üzerinden müzikli bir proje hazırlıyoruz. Bu da yepyeni bir kavrama, okuma süreci benim için. Çok heyecan verici. Ben zaten bir süredir farklı yayınevlerinde çocuk kitapları çevirmenliği yapıyordum. Küçük Prens'i çevirmem teklif edilince şaşırdım ve çok mutlu oldum. Kısacası Küçük Prens her zaman bir şekilde yanımda oluyor.”
Küçük Prens bir çocuk kitabı olmasına rağmen çocuklar kadar yetişkinlerin de ilgisini çekiyor. Ağıryürüyen de onlardan biri. Küçük Prens'in bir çocuk kitabı olduğunu hiç düşünmediğini belirten Ağıryürüyen, eserin zaman zaman kendi iç sesi olduğunu anlatıyor: “Kitabın tümü uzun ve tek bir cümle gibi tınlıyor içinde. Küçük Prens insan olmanın çeşitli hallerine hem içerden hem dışardan bakıyor. Dili çok güçlü, tıpkı masallardaki gibi. Siz büyüdükçe farklılaşan, aynı zamanda sizi büyüten kitap. Birçok güçlü edebiyat yapıtından farkı da bu. Doğduğunuzda dikilmiş, zaman zaman gölgesinde serinlediğiniz, gövdesine sarıldığınız bir ağaç gibi, yaşam boyu sizinle olabiliyor. 70’inci yıl nedeniyle çıkan kitapta çok güzel değerlendirmeler var. Yılanla sohbet kısmı kitapta en sevdiğim bölüm.”


Modern bir masal
Küçük Prens'in büyük fanatikleri sadece kitapları okumakla yetinmiyor, koleksiyonlara da imza atıyor. Bu isimlerden biri de 39 yaşındaki uzman biyolog Yıldıray Lise. Lise, Küçük Prens ile üniversite yıllarında tanışmış: “Evrensel değerleri anlatan modern bir masal olduğu için çok ilgimi çekti. Beni belki de en çok tilki ile olan sohbet etkilemiştir. Dünyayı ve insanları daha iyi tanımak için en güzel modern edebiyat ürünü. Masallarda bize anlatılan her şey var. Her okuyuşumda farklı tatlar alıyorum. Aslında küçüklerden çok büyüklere yazılmış bir kitap. İçinde dostluk ve umut var. Evrensel değerleri çocuk diliyle anlattığından büyüklerin de gönlünü çalıyor.”
450’den fazla kitabım var
Yıldıray Lise, Küçük Prens'i öyle sevmiş ki 2008'de bir koleksiyon oluşturmuş. Lise, kutsal kitaplar dışında tüm dillere çevrilen birkaç eserden biri olan Küçük Prens’in farklı dillerdeki kopyalarını biriktirmiş: “Şu an koleksiyonumda 184 farklı dil ve lehçeden kitap örneği var. Ayrıca Türkçe 74 farklı baskı var elimde. Üç boyutlu ve mini kitap örnekleri de var. Toplamda ise 450’den fazla Küçük Prens kitabım var. Bu kitaplarla Ankara’da bir sergi açtım. Benim için en değerlisi ise kapağında siyahi bir Küçük Prens’in olduğu, Mali’de konuşulan Bambara diliyle yazılan versiyonudur. Bir de Facebook'ta ‘Küçük Prens Dostluk Platformu’ adlı bir grubumuz var. Amacımız müze kurmak.”


Güney Kore’de mahallesi var

·        Küçük Prens’in yazarı bir Fransız olmasına rağmen kitap 1943 yılında önce New York’ta yayımlanmış. Fransa ise kitabı 1946’da, yazarın ölümünden sonra karton kapaklı bir baskıyla yayımlamış.
·        Küçük Prens 20’nci yüzyılın en çok çevrilen edebiyat eserlerinden biri olarak gösteriliyor. 239 farklı dil ve lehçede basılmış.
·        Kitap aynı zamanda tüm dünyada satış rekorları kıran yayınlar arasında. Şimdiye kadar tüm dünyada 140 milyondan fazla satıldığı iddia ediliyor.
·         Küçük Prens’in Türkiye’de 106 farklı baskısı var.
·        Bu kadar çok sevilince Küçük Prens ile ilgili birçok sanat dalında eserler ortaya çıkmış. Küçük Prens'in opera, tiyatro, bale, buz dansı gösterisi, film, çizgi film, çizgi romanı yapıldı. Türkiye’de de Nihat İleri ve Laçin Ceylan’ın rol aldığı bir tiyatro oyunu sahneleniyor.
·        Küçük Prens'in Japonya ve Brezilya’da birer müzesi var. Güney Kore’de Küçük Prens için bir Fransız mahallesi kurulmuş.  

·        Paris’te ‘Küçük Prens Butiği’ bulunuyor. Burada anahtarlıktan tişörte, bardaktan saate, atkıdan nevresim takımına her şey var. 

12 Aralık 2013 Perşembe

Yeni çıkanlar


İyi fotoğrafçı dikiş makinesiyle de fotoğraf çeker!

Dünyaca ünlü “foto muhabiri” Ara Güler’in yaşam öyküsünün anlatıldığı “Ara Güler-İyi Fotoğrafçı Dikiş Makinesiyle de Resim Çeker” okuyucuyla buluştu. Muharrem Buhara’nın yazdığı kitap, çıkışından kısa süre sonra ikinci baskısını yaptı.

Sessiz sinema makinesini sesli hale getiren, hatta sinema sevdası yüzünden yangınlar çıkaran, sandalına “Pırasa” adını veren, yani bizim bildiğimizden farklı bir Ara Güler’i anlatan kitap, 16 Ağustos 1928’deki doğumundan başlayıp bugünlere uzanıyor.
İkinci Bahar, Süper Baba, Sıla gibi dizilerde öykü ve tretman yazarı olarak da görev alan Muharrem Buhara, çocuklar için yazmaya 1982 yılında tiyatro oyunlarıyla başladı. İlk kitabı 1998’de yayımlanan Muharrem Buhara, IBBY (International Board on Books for Young People) Onur Listesi’ne alındı.

İşte size kitaptan bir bölüm:

“Küçük Ara’nın kafasındaki plan şudur: Ankara Ekspresi önünden geçerken o da hemen geliş yönündeki rayların üzerine yatacak ve istasyona yaklaşan trenin nasıl fren yaptığını; demir tekerleklerden nasıl kıvılcımlar çıktığını; koca bir trenin nasıl durduğunu görecektir. Kusursuz bir plana benzemektedir. Nihayet Haydarpaşa’dan gelen tren uzakta görünür.”

Yeni Çıkanlar


Küçük beyaz yarasanın
sürprizli keşif yolculuğu!

3-8 yaş aralığındaki minikler için çok keyifli bir tavsiyem var: Rengini Arayan Pudra. Resimlediği çocuk kitaplarıyla her yaştan okuru büyüleyen ve 2006 yılında 5 Çocuk 5 İstanbul adlı kitabıyla, illüstrasyon dalında Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu (IBBY) Onur Listesi’ne seçilen illüstratör ve yazar Betül Sayın, bu yeni kitabında okuru keşiflerle dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Beyaz bir yarasanın, fiziksel farklılığından dolayı kendini yalnız hissetmesini ve sorun olarak gördüğü beyazlığına çare arayışını konu edinen kitap, güçlü desenleri ve duru diliyle tüm zamanları kucaklayan bir dünyanın kapısını aralıyor. Fiziksel bir farklılığa sahip olmanın çocuk yaşamına getirdiği yükü ve çocuğun bu yükle başa çıkmak için kendince ürettiği yöntemleri ele alan kitapta, desenler ve kelimeler; mizahın, keşiflerin ve umudun taşıyıcısı oluyor. Köstebek Kuki adlı kitabı, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından 2007 Yılının En İyi Resimli Öykü Kitabı seçilen Sayın, bu kitabında da hem masalsı hem de gerçekçi bir dünya yaratmayı başarıyor. Rengini Arayan Pudra, çocukların desenlerin arasında dolaşıp kendi öykülerini yaratmaktan zevk alacakları, büyükleriyle birlikte okumaktan da çok hoşlanacakları bir kitap.
İşte size tadımlık bir bölüm:
Arkadaşlarından çok farklıydı Pudra. O bembeyaz bir yarasaydı. Arkadaşları gibi olmak için neler denemedi ki: Karga tüyleri taktı üstüne, dumanların arasında dolaştı. Ama çare bulamadı beyazlığına. Bir gün, kendi gibi beyaz arkadaşlar bulmak uğruna evinden uzaklara uçtu. Bu yolculukta neler neler geldi Pudra’nın başına...